29 Eylül 2015 Salı

OkuOku Sitesinden Kitap Alışverişi


Okuoku sitesinde çok güzel indirimler var, baktım herkes bu indirimden faydalanıyor bende indirimi kaçırmamak için hemen kitaplarımı seçtim.

Bu siteden yapacağım ilk alıverişim olacak umarım memnun kalırım.

13 Eylül 2015 Pazar

Selvi Atıcı | Sen

(Tanıtım Bülteninden) 
Sayfa Sayısı: 424 
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Müptela Yayınları
 
Kardeşinin intikamını almak için çıktığın yolda aşkla karşılaşırsan…

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir, bilirsiniz. Üstelik bahsi geçen bir kadın ise, asla! Dövüş sanatları uzmanı olan Süheyla, kardeşinin intikamını almak için çıktığı yolculukta kalbini tam bir baş belasına kaptırdı. Ruhu intikam ateşiyle yanıp tutuşurken kalbi aşk ateşiyle kavruldu…

Süheyla'nın adı, 'iyi huylu, sakin' anlamına gelir ancak aldanmayın, yol boyunca elinde muştasıyla aşk ve intikam duygularıyla örülmüş ince bir ip üzerinde ustalıkla yürüyecek gerçek bir kahramandır aslında. O zeki, yumrukları kadar dili de sert bir kadındır. Romanda Demir'le de tanışacaksınız. Aşkın muhatabıdır kendisi. Süheyla'nın intikam mücadelesinde en büyük yardımcısı olacaktır.



Süheyla bizim kitaplarda okuduğumuz ahu gözlü, dolgun göğüslü, manken gibi bir çıt kırıldım değil bu karakter alışılmışın çok dışında, vurdumu oturturan erkek Ayşe'lerden. Ne istediğini bilen, aşırı derece kontrollü ve soğuk kanlı bir kadın.
 
İlk defa bu kadar baskın bir kadın karakteri okuyorum, Süheyla’ya bayıldım. Keşke ondaki güç ve irade bende de olsaydı diye kıskandım.



Kitap benim için şahaneydi, okurken büyük bir keyif aldım. Neden bilmiyorum ama konusu bana çok farklı geldi ya da farklı gelen ve ilgimi çeken Süheyla karakteriydi. Demir ‘e de bayıldım onun o “Kadın” diye biten cümleleri ancak Demir’e bu kadar yakışır ve ancak Süheyla’ya söylenebilirdi.

İkili arasında geçen diyologlar zekice yazılmış, yazarın hakkını vermek lazım. Uzata uzata bayıla bayıla anlatılan aşk hikayelerinden sıkıldıysanız bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Keşke bitmeseydi dediğim kitapların arasına girdi, yazarın da okuduğum ilk kitabı ama daha şimdiden diğer kitaplarını almayı kafama koydum.

9 Eylül 2015 Çarşamba

Deniz Feneri Koyu - Kimberley Freeman

Tanıtım Bülteninden 
Sayfa Sayısı: 488 
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Arkadya Yayınları

"Belki de kırılmıştır kalbim. Bildiğimiz anlamda kırık bir kalp değil, sadece ortadan ikiye çatlamış bir kalp de değil. Şömine rafından alınıp, sert bir el tarafından sökülerek parçalarına ayrılan, sonra da paramparça bir halde yere bırakılan bir saat gibi. Bir daha çalışamayacak kadar parçalanmış bir saat…"

Ünlü bir kuyumcu ailesinin gelini olan Isabella Winterbourne, kalbi acıdan kavrulsa da, 1901 yılında eşiyle birlikte o çok kıymetli hediyeyi Avustralya parlamentosuna teslim etmek üzere bir gemi yolculuğuna çıkmak zorundadır. Ancak gemi Queensland sahilinde batar ve bu kazadan sağ kurtulan tek kişi Isabella'dır. Ve ne talihtir ki eşinin gözü gibi sakındığı hediye de kıyıya vurmuştur. Isabella bir karar vermek zorundadır. Ya kocasının zengin ve baskıcı ailesine geri dönecektir ya da elindeki bu hediyeyle yıllardır özlemini çektiği saklı rüyasını gerçekleştirecektir. İşte o an uçsuz bucaksız karanlık sahilde bir ışık dikkatini çeker. Ve Isabella deniz fenerinin sığınağına bırakır kendini…

Bir asır sonra Libby Slater, hiç karşılık beklemeden sevdiği adamı kaybedince, artık ona anlamsız gelen Paris şehrini ardında bırakmaya karar verir. Yaşamını çocukluğunun geçtiği Deniz Feneri Koyu'nda devam ettirecektir. Ancak yirmi senedir hiç görüşmediği kız kardeşinin düşüncesi onu endişelendirse de geçmişte yapılan hataların telafisi yoktur. Dahası fener evinde kalmaya başladığı günler ona bu koyun her zaman sürprizlerle dolu olduğunu gösterecektir…

Kır Çiçeği Tepesi ile gönülleri fetheden Kimberley Freeman, farklı yüzyıllarda yaşamış iki kadının geçmişi geride bırakıp geleceklerine yön verişlerini ustalıkla anlatıyor. Ve bu kadınların aradıkları cevaplar ise Deniz Feneri Koyu'nda saklı.

"Freeman, bir asır arayla yaşayan ama geçmişin zorluklarıyla bir şekilde başa çıkan ve aynı deniz fenerinin huzuruna sığınan iki kadının hikâyesini ustalıkla kaleme alıyor."
-Publishers Weekly-



İlk olarak "Kır Çiçeği Tepesi" kitabını okumuştum ve yazarın kalemini çok beğenmiştim. Çok duygu yüklü bir hikayesi vardı, geçmişle bu günü harmanlayarak yazmıştı bakalım bu kitabı nasıl diye merakla elime aldım ve beni hayal kırıklığına uğratmadı.

Farklı yüzyıllarda yaşayan iki kadının geçmişini bırakıp kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalıştıkları ve yıllar sonra deniz feneri koyunda kesişen hayatlarını anlatıyor.

190-- Ünlü bir kuyumcu ailesinin gelini olan Isabella winterbourne  ve kocası ile birlikte çok kıymetli olan bir asayı kraliçeye ulaştırmak için gemi yolculuğuna çıkarlar ama gemi batar ve sadece isabella o kıymetli hazine ile kazadan kurtulur. Kıyıya çıktığı zaman 80 küsür km yolu yürüyerek deniz fenerine ulaşır ve orada Matthew ile tanışır. Ve bu adam geçmişini geride bırakıp yeni bir hayat kurmak için bu genç kadına yardım elini uzatır.

2011--  Libby 20 yıl önce kardeşi işe kırgın olarak deniz feneri koyundan ayrılıp Paris'e yerleşmiş ve 12 yıl boyunca evli bir adamla hayatını geçirmiştir ve bu zaman zarfı boyunca ne kızkardeşini ne babasını görmemiştir. Ama sevgilisinin ölmesi ile deniz feneri koyunda kendisi için aldığı eve giderek bazı şeyleri yoluna koymayı dilemektedir ve burada 1901'de batan gemiyi araştırarak ve kendine yeni bir yol çizerek yaşamına yeni bir yön vermeye çalışmaktadır.

Yine dugusal bir kitap, yine akıcı sayfalar, yine merak dolu bir konu.
Okumaya değer.



5 Eylül 2015 Cumartesi

Gözlerindeki Canavar - J.M. Darhower

Kırmızı Başlıklı Kız, Koca Kötü Kurt'a âşık olursa… Ignazio Vitale iyi bir adam değildi. Onu ilk gördüğümde tehlikeyi sezmiştim. Karanlık ve öldürücü… Büyüleyici ve ürkütücü... İstediğim her şey ve ihtiyacım olan son şey... Saplantı…

Beni ağına düşürmesi, yatağa atması ve hayatına dahil etmesi çok uzun sürmedi. Onun sırları vardı, hayal bile edemeyeceğim sırlar… Gözlerindeki karanlık, ürkütücü ve heyecan vericiydi. O, yakışıklı prens maskesi ardına gizlenmiş bir canavardı ve maskesini çıkardığında her şey değişmişti. Ondan nefret etmek istiyordum. Bazen ediyordum da... Ama bu onu sevmeme engel olmuyordu.
(Tanıtım Bülteninden) 
Sayfa Sayısı: 448 
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Yabancı


Karissa 18 yaşında yurtta kalan bir üniversite öğrencisi. Babası onları terk etmiş hiç tanımıyor, paronayak annesi ile oradan oradaya taşınarak büyümüş.

Ignazio Vitale, 38 yaşında siyah takımlı, yakışıklı, karanlık ve zengin bir adam.

Ateş ve barut yan yana durur mu tabiki durmaz aynı kitapta olduğu gibi...

Karissa ve Ignazio ilk defa okul koridorlarında karşılaşırlar, ikinci karşılaştıklarında ise Karissa gözlerini adamın evinde açar, artık o Ignazio değil Naz olarak hayatına girmiştir bile.  Olaylar bundan sonra başlıyor ve Karissa yakışıklı Ignazio'ya karşı koyamıyor. Onunla birlikte oluyor, onunla vakit geçiyor ama aslında kim olduğunu hiç bilmiyor, geçmişi hakkında hiçbir şey öğrenemiyor ta ki kitabın sonuna kadar. Daha fazla yazıp kitabın cazibesini kırmak istemiyorum. =))

Yetişkin kategorisinde bir kitap olduğu için yine erotik bölümler var, Vitale yani kısaca Naz'ı "Senin yerinde olsaydım" kitabında ki karakter Chris'e benzettim biraz, yaşı, tavrı, duygusuzluğu, kuralları... Karissa'nın pek bir özelliği yok zaten kitabı Naz'ın hareket ve davranışları götürüyor. Sonu ise ikinci kitaba olan merakı arttırarak bitmiş ama ne yazık ki ikinci kitap henüz basılmamış bende merakta kaldım.