“Dokunmadan” kitabı nasıl dokunuyor ah bir bilseniz.
Gördüklerimizi görmemiş gibi yapmamız, duyduklarımızı susmamız, hem
bedenen hem ruhen bana dokunmayan yılan bir yıl yaşasın tarzında
hayatımız, ah nasıl dokundu bu roman bana bir bilseniz.
Adalet,
ölümcül bir hastalığa yakalandığı zaman kendisini sorgulamış ve daha
beş yaşındayken arkadaşı Mahsun’un oyuncak ayısını zorla elinden alarak
ilk günahını işlediğini düşünmektedir. Ve oyuncağı geri verip
arkadaşından özür dilemek için yollara düşer. Bu yolculukta kendi
geçmişini, kendisi dahil insanların nelere “Dokunmadıklarını”
sorgulayarak, bir şehirden bir şehire yanında yolculukta tanıştığı Sadi
Seber ile devam eder.
Kitabı
okurken yazarın Adelet gibi sözlük koleksiyoneri olduğunu düşündüm hep,
geçmişten günümüze kelimeleri o kadar güzel harmanlayarak cümleler
kurmuş ki, beğenmemek elde değil 👌 Kitapta Adalet'le birlikte 3.
sayfaya konu olmuş haberleri ve rüzgârın kulağına fısıldadığı, görmemiz,
duymamız, fark etmemiz gerekenleri, yeri geldiğinde müdahale edip,
sesimizi çıkarmamız gerektiğini söyleyen bir çok mesaj var.
Vicdan
yaparak üzüldüğümüz ama sadece karşıdan bakarak, dokunmadan, başımızı
çevirerek sustuğumuz, aynısının yapılmasına her defasında izin
verdiğimiz olaylar acaba bizi ne kadar masum yapıyor?
O kadar çok cümlenin hatta paragrafın altını çizdim ki…
Okuyun efendim, çok güzel bir kitap👌
Yüreğinize, kaleminize sağlık @nnerminyildirim💖
⚜
.
✔ Tuhaf şey kıyametinizin yaklaştığını bildiğinizde bütün anlar kıymete biniyor, hiçbirini ziyan etmek istemiyorsunuz.
.
✔Büyümeden yaşlanmak diye bir şey var. Bazen sadece eksik kalmış bir dokunuşa bakar.
.
✔Görüyoruz
ama görmediğimize inandırmaya çalışıyoruz kendimizi. Susmanın
günahından böyle kurtulabilirmişiz gibi. Gözümüzde maraz yok. Maraz
akılda, kalpte. Korkunç bir mikrop gibi dolaşıyor içimizde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder