Yatarken kitabı başucuma almadığım doğrudur,
gece karanlıkta içindeki karakterler canlanır, rüyama falan girer, öyle
bir manyak etti beni🙈
⚜
Jack Tremont eşi ve iki kızıyla yeni bir
hayata başlamak için küçük bir kasabaya taşınır. Her şey çok güzeldir.
Ama fırtınalı bir gecede şarhoş bir adamın onu kızı hakkında uyararak
“kaç” demesi ve arabasını yağmur yüzünden durduğu bir noktada kızını
alıp götürmek isteyen bir yabancı ile işler çıkmaza girmektedir. Ve bir
gün küçük kızı Sarah kaçırılır. Ve suç, ortalıkta görünmeyen psikolojik
sorunları olan babaya kalır.
Jack, Lonetree'nin kendisine şehrin
sırrını gösterene kadar neye inanacağını bilemiyor. Ve şehrin sırrı ile
dostlar ve düşmanlar yavaş yavaş kitapta belirmeye başlıyor. Kan ile
sulanmış bir geçmiş geleceğe uzanmak istiyor.
Her bölümde ayrı bir
tempo ile kitabı heyecan içinde okudum. Telepatik ve ruhani güçler,
kitapta öyle bir işlenmiş ki, gerçek olabilir mi dedim hep. (İnanırım
ben böyle şeylere🙈) Öbür dünyevi inanç ötesi olaylar insanı nasıl
ürpertiyor tüylerim diken diken oldu. Yazar okuyucusunu nasıl
heyecanlandıracağını iyi biliyor. İyi ki daha fazla yazmamış yoksa
kalpten giderdim ben😈
Karanlık sırlar, kitabın sonunda ortaya
çıkıyor mu? Çıkıyor! Ama bu karanlık insanların peşini bırakacak gibi
durmuyor. Çünkü kitabın devamı geliyor. Yeni gerilimlere ve uykusuz
gecelere hazır mısınız? 😈😈
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder