Hiç sahip olmadığınız bir
sevgiyi özlediniz mi?
Dört duvar arasına hapsedilmek nasıl bir
duygu bilir misiniz? Benim tanıdığım tek dünya, bu tavan arası. Keşke pencere
açık olsaydı da dışarının havasını içime çekebilseydim dediğim ne çok zaman
oldu. Bir teleskobum var, dışarıyı ancak bu şekilde görebiliyorum. Anneme
göre sokağa çıksam insanlar benden korkarmış. Lanetli, ucube bir çocukmuşum
ben. Odamda kendime bakabileceğim bir ayna yok. Bedenimden tenimin bembeyaz,
saç uçlarımdan da saçlarımın sarı-beyaz renginde olduğunu görebiliyorum.
Gerçekten çok mu çirkinim?
En çok istediğim şey kitaplarda
resimlerini gördüğüm sirke gitmekti. Ama hayalini kurduğum o sirkin benim
kâbusum olacağını nereden bilebilirdim ki? Rüzgârın ilk kez tenime değdiği o
akşamda bir sirke satıldım. Hem de öz annem tarafından… Keşke ailem beni sevseydi. Keşke annem kızım deyip saçlarımı okşasaydı
ama ben bir ucubeyim…
Şimdi en yakın arkadaşım bir fil. Farklı olsak da tutsak edildiğimiz dünyada döktüğümüz gözyaşı bile aynı. Kim miyim? Ben, Lilly Blackwood, ne kadar görmezden gelirseniz gelin benim gibi dışlananların sesi olmaya devam edeceğim… Beyaz Filin Gözyaşları… Yine bir toplumsal olayı konu alan Ellen Marie Wiseman, birbirimizden ne kadar farklı olsak da hissettiğimiz duyguların aynı olduğunu, hayallerimizi yakalamak için mücadeleyi bırakmamamız gerektiğini yürek parçalayan bir dille anlatıyor… |
23 Ekim 2018 Salı
Beyaz Filin Gözyaşları || Ellen Marie Wiseman
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder