Yirmili yaşlarda hayat daha kolaydı. Özellikle de konu aşk olduğunda. Biriyle tanışıyordun, sen onları seçiyordun, onlar seni seçiyordu. Birlikte dünyayı fethedebilirdiniz. Paris'e taşınabilirdiniz. Bir sürü çocuk sahibi olabilir veya çiftçilik yapabilirdiniz. Günlük tuttuğunuz zamanlarda yazdığınız her şeyi yapabilirdiniz. Hayaller, parlak, çarpıcı renklerde yaşanacaktı. Hayat sizindi, ikinizindi. Her şeye birlikte göğüs gerip birlikte yaşayabilirdiniz. Hayatınızı birine bağlardınız ve gerisi önemini kaybederdi. Peki ya şimdi?
Kailey ve Stacy üniversiteyi bitirdikleri zaman Seattle'ye yerleşirler. Ve burada dışarı çıktıkları bir akşam kulüpte Cade ile karşılaşır ve onun ruh ikizi olduğuna inanır.
Cade arkadaşı James ile ortak bir müzik şirketi işletmektedir. Faket Cade'in tutarsız davranışları baş göstermeye başlamıştır ve birgün kimseye haber vermeden ortadan kaybolur.
Kailey uzun bir süre Cade'in geri döneceğini umut eder ama yıllar geçmektedir ve artık kendine yeni bir hayat kurmanın zamanı gelmiştir. Ryan ile nişanlanarak hayatına devam etmeye çalışır. Ama işler hiçte Kailey'nin ummudu gibi gitmeyecektir.
Sarah Jio'nun klasikleşmiş bir anlatımı var bu kitapta onlardan biri sadece tek bir farkla. İki farklı kişi ve onların zaman dilimi yok. Tek bir ana karakter ve onun farklı zamanlarını anlatıyor. Karakterler yine çok güzel ve duygusallar. Kailey geçmişi ve geleceği arasında sıkışan düşüncelerini bir düzene oturmaya doğru yolu bulmaya çalışıyor. Cade, Kailey'nin eski erkek arkadaşı ve ruh ikizi olduklarına inanıyor, güzel bir yüreğe sahip, herkese yardım etmeye çalışıyor. Ve Ryan... Yakışıklı, sevgi dolu, anlayışlı Ryan, sanırm herkes payına düşen acıyı çekiyor.
Kısacası yine duygu yüklü güzel bir hikaye okudum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder