28 Şubat 2017 Salı
Kaç Gibi Özlersin || Öykühane
Sonbaharın ilk izleri doluyor sokağıma. Ayrılık
rüzgârının kalbimi kuruttuğu gibi kuruyor yapraklar, birer birer
dökülüyor umutlar. Dünya dönecek ve yeniden gelecek baharlar, o zaman
seni bulduğumda içimde açan çiçekler gibi tekrar canlanacak ruhum.
Ve şimdi…
Avuçlarımda
biriktirdim sonbaharları, artık essen de savuramazsın içimdeki
ayazları. Tükettim zamanları. Kaç gibi özlersin? Kuruyor artık eylül
yaprakları.
24 Şubat 2017 Cuma
Cemile || Cengiz Aytmatov
Çok güzel bir kız olan Cemile, varlıklı bir aileye gelin
olarak gitmiştir. Evlendikleri yıllarda II. Dünya Savaşı başlamış,
Cemile’nin kocası da savaşa katılmıştır. Savaş başlayalı üç yıl
olmuştur. Köyün erkekleri savaşa gittikleri için onların işlerini
kadınlar yapmaktadır ve Cemile küçük kaynı ile cephe için istasyona
buğday taşımaktadır.
Kitap Cemile
tarafından değil de kaynı tarafından anlatılmış. Savaş zamanını, köyde
ki durumu, kadınların erkek gibi iş yapmak zorunda kaldıklarını ve
Cemile’yi onun ağından okuyoruz. Kocası savaşa gitmiş yalnız bir kadın
olan Cemile ve savaştan bir ayağı topal olarak geri dönerek, köydeki
işlere yardım eden Danyar arasında gelişen aşkı bir çocuk gözüyle
anlatıyor.
Anlatıcının küçük bir
çocuk olduğunu ve 1958 yılında yazıldığını düşünürsek güzel bir roman.
Ama “En güzel aşk romanı” diyen eleştirmenler olmuş, ben o etkiyi
hissedemedim doğrusu, birebir anlatımla yazılsaydı belki… Kelimeler
güzel işlenmiş olsa da duygu yoğunluğu azdı, “Beyaz Gemi” kitabını daha
çok sevmiştim.
.
23 Şubat 2017 Perşembe
21 Şubat 2017 Salı
18 Şubat 2017 Cumartesi
16 Şubat 2017 Perşembe
15 Şubat 2017 Çarşamba
Sibop || Başar Başarır
“Adımı annem koymuş, onun icadı bu “Orhan”. Pencereden rahat bağırabilmek için zaar. Ne de olsa iş çocuk çağırmaya geldi mi iki hece idealdir: Or-haaaan! Ya da kızdı mı veledizinaya, son harfine dek çatlatırsın vurguyu: Or-hannn! "
.
Orhan hukuk fakültesini bitirmiş olmasına rağmen işini yapmayan zaten yapmakta istemeyen ablası Nebahat’ı tırtıklayan, hayatta hiç bir gayesi olmayan biri. Ama bir gün Facebook’ta Aslı ile tanışıp buluşmaya gidiyor ve kendini kısa bir süre içinde evli buluyor. Olaylar da bunlar sonra başlıyor.
Karısının haber vermeden ortadan kaybolması, Orhan’ın eli uzun Sami Abi’den yardım istemesi “Sibop” lakabının takılmasına sebep oluyor. Aslı’yı bulması, asıl meselenin babadan kalan miras ile ilgili olduğunu öğrenmesi bir taraftan onu rahatlatırken diğer taraftan bu miras onların başına bela oluyor. Büyük bir inşaat firması ve tuttuğunu koparan bir avukat ile uğraşmak zorunda kalıyorlar.
Kitap çok samimi bir dille yazılmış. Okurken sanki karşımda ki insan bana bir şeyler anlatıyormuş gibi hissettim. Orhan’ın benzetmelerine ve mübalağalarına çok güldüm. Hayata kendine ve çevresine bakış açısını okuma çok keyifliydi.
Yeni Kitap --> Kaç Gibi Özlersin? || Ebru Eroğlu
“Kırılgan bir baharın yazını aradığı gecelerde başladım seni yazmaya. Önce birkaç dörtlük satırlar, ardından doldu sayfalar. Her sayfada bir ilmek aşk, her sayfada senden sonra unutulmaya yüz tutmuş çocukluğum, hatıralarım ve sen; birbiri ardına sıralandı mazi. Seni dokudu kalemim. Özlerken yazdım, yazarken özledim bir nevi. Özledikçe yandım ve yine yazdım. Sonra saman kâğıdı bir zarfın içinde biriktirdim yangınlarımı.
Ne zaman özlesem, bir sayfa daha sen ekledim, yazdıkça sevdim. Sonra dönüp tekrar okudum, adına AŞK dedim.”
Bu kitap sana…
Yüreği burkulan, canı yanan, yarıda kalan sana.
Dile getirilmeyen yarım kalmışlıklara...
Ne zaman özlesem, bir sayfa daha sen ekledim, yazdıkça sevdim. Sonra dönüp tekrar okudum, adına AŞK dedim.”
Bu kitap sana…
Yüreği burkulan, canı yanan, yarıda kalan sana.
Dile getirilmeyen yarım kalmışlıklara...
“Bir kadın, bir kalem, bir yürek... evrenden insana, yürekten yüreklere... sadece bildikleriyle değil, yaşadıklarıyla okuru bir yerden bir yere sürükleyen cümleler... son zamanlarda okuduğum en 'samimi' kitap.”
-Aret Vartanyan; İnsanız Ayıbı Yok, Gitme Zamanı, Çırılçıplak Aşk’ın çok satan yazarı
-Aret Vartanyan; İnsanız Ayıbı Yok, Gitme Zamanı, Çırılçıplak Aşk’ın çok satan yazarı
“Yalnız ve yorgun ve yanılgılarla savrulmuş yüreklerimizin sığınacak bir limandan başka neye ihtiyacı olabilir? O liman işte "Kaç Gibi Özlersin?" Sakin esintisiyle yüreğimizi okşayan sağlam bir liman hem de...”
-Caner Yaman; Aşıktım Hatırlamıyorum, Unutamadım ve Sonrası Yok’un çok satan yazarı
-Caner Yaman; Aşıktım Hatırlamıyorum, Unutamadım ve Sonrası Yok’un çok satan yazarı
14 Şubat 2017 Salı
Simyacı || Paulo Coelho
Nergiz'in Kütüphanesi 📚 (@sadekitaplik)'in paylaştığı bir gönderi ()
13 Şubat 2017 Pazartesi
Aylardan Aşk || Meral Kır
Geçirdiği trafik kazası sonrası iki sene uyutularak tedavisi yapılan Tanem, uyandırıldığında karşında doktoru olan Yağız’ı görür. Hafızasını kaybeden Tanem, Yağız hariç hiç kimseyi tanımadığını düşünerek kimseye güvenemez. Tanem uyandığında sorunlar da başlamış olur. Tanem neden kaza geçirmiştir, ayılma sürecinde odasını kim dağıtmıştır, en önemlisi ise Tanem’e sabotaj düzenleyerek uyanmamasını isteyen kimdir?
.
Yazar her türlü duyguyu kitabın içine serpiştirmeyi başarmış. Tanem’a ayrı üzüldüm, Yağız’a hem üzüldüm hem de kızdım. Bir insan bu kadar kontrol manyağı olmamalı. Doruk ve Asya’nın aşkı da çok güzeldi, ta ki Doruk’un arada ki sorunları çözmek yerine kendisini terk eden Amerikada’ki eski sevgilisi Sabrina’ya dönene kadar…
.
Kitap sırların açığa çıkışı ve Tanem’in de yavaş yavaş hatırlaması ile iyice hareketleniyor. Yağız ve Tanem kavuşsun artık bu kadar entrikayı benim bile yüreğim kaldırmıyor diye diye bitirdim kitabı.
.
Kitap benim için çok keyifliydi. Duygu geçişleri ve tahliller tam yerindeydi, aşk, macera, polisiye her şey kurguda birbirine bağlı olarak harika işlenmişti. Okurken sayfalar su gibi akıp gidiyor elinizde her sayfa da yeni bir duygu karşılıyor sizi.
12 Şubat 2017 Pazar
10 Şubat 2017 Cuma
Yeni Kitap --> Kalbimin Peşinde || Courtney Walsh
Doğduğunuz
andan itibaren kimleri takip etmediniz ki… Anneniz, babanız, öğretmeniniz,
arkadaşlarınız belki de eşiniz… Peki, ya kalbiniz?
Gönül
İşi Gönüllüleri’nin kendi halinde üyesi Evelyn Brandt, kocası Christopher’ın
onun için uygun gördüğü role bürünerek yaldızlarla süslü hayatını yaşamaya
devam etmektedir. Ta ki günün birinde kapısı hükümet görevlileri tarafından
çalınana dek. Senatör adayı kocasının görevi kötüye kullanma suçuyla
tutuklanmasının ardından, Evelyn için her şey değişir ve dünyası bir anda
tepe taklak olur. Çünkü kocasının sakladığı sırlar yalnızca bununla sınırlı
değildir.
Çok
geçmeden her şeyini kaybeden Evelyn, uzun zamandır birilerinin ona biçtiği
rolleri yaşamakla uğraştığından artık kim olduğunu bile bilmiyordur. Gidecek
bir yerinin olmadığı en kötü günlerinde ona yardım eli uzatansa lise
yıllarında eski kocasıyla ikisinin en yakın dostu olan Trevor Whitney’dir.
Trevor, ona yalnızca kalacak bir ev vermekle kalmaz, aynı zamanda korkmadan
kalbinin sesini dinlemesi için de yardımcı olmaya kararlıdır.
Öte yandan unuttuğu bir şey vardır. Kendi kalbinin sesi, asla dile getirmemesi gereken bir gerçeği haykırıyordur. Her şeye rağmen hem kendine hem de Evelyn’e mutluluğa giden yolu gösterebilecek midir?
|
6 Şubat 2017 Pazartesi
Rüya Dedektifi || Bülent Kaya
‘’Rüya âleminde alırsın, verirsin ama hiçbir şeyi değiştiremezsin. Sadece sen değişirsin bu yolculukta’’
.
İlk önce kitabı, görülen rüyalar hakkında bilgi veren bir kitap olarak düşünmüştüm ama kitapta polis olan Ali’nin hapse nasıl düştüğünü neden bu durumda olduğunu okuyoruz. Ali’ye kitap boyunca gördüğü rüyalar eşlik ediyor.
Kitabı okurken sondan başa doğru okuyormuşum gibi hissettim. Yazar ilk önce ortaya bir sonuç koymuş, daha sonra buraya nasıl geldiğini bölüm bölüm anlatmış. Çoğu bölümün girişinde rüya ile ilgili felsefik bir anlatım var. Yazar bazen öyle bir rüya anlatmış ki yorumlamasını okuyucunun hayal gücüne bırakmış. Rüya ile gerçek, gerçek ile kurgu arasında gidip gelen kitap, farklı bir anlatıma sahip. Yer yer aforizmalara da denk geldiğim kitabı kısa olması sebebiyle bir solukta okuyarak bitirdim.
.
.
“Bir rüya gördüm. Yaşlı bir kadın dedi ki ‘’Her rüya bir evdir. Rüya âleminde sende bir misafirsin. Ne zaman can bedenden çıkar artık sende bir ev sahibi olursun.’’
.
‘’Rüya öğretir. Öğrenme biçimleri hep bir müfredata ve öğretici kabiliyetine bağlıdır. Oysa rüyada anlayıverirsin bilinmeyeni, sırası gelmeden. Bilginin havuzunda yüzersin ve gözüne su kaçar gibi bilgi sana ulaşır ve sende kalır.’’
.
"İnsan yalnız değildir
yalnız olsa bile yalnız değildir."
4 Şubat 2017 Cumartesi
Takvim Kızı Şubat || Audrey Carlan
Kitap çok eğlenceli, tam kafa dağıtmalık, çerezlik bir kitap
Mia’nın babasının borçlarını ödemek için eskortluk yapmaya başladığını ve her ay başka birine eşlik edeceğini bir önceki ocak kitabında söylemiştim. Bu kitapta Alec adında bir ressama ilham perisi oluyor. Adam ressam olunca her taraf nü kaynıyor tabi, çalışmalar bu yönde
Mia her ne kadar Wes’i aklından çıkaramasa da Alec ile gününü gün etmekten, istediği gibi yaşamaktan da kaçınmıyor. Evet, Mia biraz edepsiz. Her kitapta Adonis kılıklı bir erkek var kız ne yapsın şimdi
Bu kitapta ressam sayesinde Mia’nın anılarını biraz daha okuyabiliyoruz. Annesiz büyümüş olmaları, kardeşine bakmak zorunda olması, babasının adam gibi kızlarını sahiplenmemesini okurken Mia’ya olan bakışımı olumlu yönde değiştirmeye yetiyor.
Sonuç olarak kitap biraz duygusal, komik ve bol bol erotizm barındırıyor. (Okumak isteyenlerin dikkatine)
3 Şubat 2017 Cuma
Ermiş || Halil Cibran
Şu kısacık kitap meğer içinde dünyaları barındırıyormuş. Cibran bu kitabında öyle güzel cümleler sarf etmiş ki, kısacık bir cümlesi bile sizi günler boyu düşünmeye sevk edebilecek türden.
El Mustafa adındaki bir Ermiş 12 sene kaldığı Orphalese Şehri’nden ayrılıp evine gitmek üzereyken, Orphalese halkı tarafından durdurulması üzerine halk ile arasında geçen; aşka, evliliğe, çocuklara, yemeye ve içmeye, çalışmaya, sevinç ve kedere, suç ve cezaya, yasalara, özgürlüğe, acıya, güzelliğe, dine, ölüme dair toplamda yirmi altı adet konuşmadan oluşuyor.
Yazar, hayatla ve insanlarla ilgili birçok önemli konuda önemli mesajlar vermiş. Felsefik bir anlatımla kişisel gelişimin harmanlandığı bu kitap şiirsel bir anlatıma sahip. Sanata da ilgisi olan Cibran’ın yaptığı, annesi Kamile Hanım’a ait olan resmin kapak olarak kullanılması da çok hoş olmuş.
.
Aşka Dair;
Kendinden başka bir şey vermez aşk ve kendinden başkasından almaz. Ne sahip olur aşk ne de sahip olunmak ister. Çünkü aşka aşk yeter.
…
Şafak vakti kanatlanmış bir yürekle uyanmak ve minnet duymak yine aşkla dolu yeni güne; öğleyin dinlenmek ve aşkın vecdini düşünmek derin derin; akşamlayın eve şükranla dolup taşarak dönmek; sonra da uyanmak yüreğinizde sevgiliye bir dua ve dudaklarınızda bir övgü şarkısıyla.
.
Konuşmaya Dair;
Konuşanlar var, konuşup bilmeden ve öngörmeden kendilerinin de kavrayamadığı bir hakikati ortaya çıkaranlar.
Bir de hakikati içlerinde taşıyıp da kelimelere dökmeyenler var.
.
Güzelliğe Dair;
Ne görmek istediğiniz imgedir ne de duymak istediğiniz bir şarkı. Gözlerinizi kapatsanız da gördüğünüz imge, kulaklarınızı tıkasanız da duyduğunu şarkıdır güzellik.
2 Şubat 2017 Perşembe
Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum || Iain Raid
Bir gerilim kitabı daha…
Kitabın ortalarına doğru gerilimi ancak yakalamış olsam da bu zamana kadar kadın ve erkek arasında geçen diyaloglarda ki felsefik ve psikolojik çözümlemeler sizi kitaba bağlamaya yetiyor.
Anlatıcı kız (ismi yoktu) ve sevgilisi Jake’nin yolculukları sırasında sizi düşüncelere sevk edecek birçok felsefik cümle okuyorsunuz. Kız jake’den ayrılmak istiyor “Her şeyi bitirmeyi düşünüyorum” diyor ama Jake’nin en ufak bir hareketi ile kendisine değer verdiğini düşünerek bir türlü bitiremiyor. Jake’nin ailesine yemeğe gitmeleri, kızın burada gördükleri ve duyduklarına ek birde terk edilmiş gibi duran büyük bir okulun yanında durup içeri girmeleri ile gerilim hızla tırmanmaya başlıyor.
O kim, bu niye böyle söylemiş, arada ki konuşanlar kim, kim ölmüş yahu diye diye kitap sonunda her şeyi kafamda bende topladım. “Yazar burada biraz tuhaf yazmış” dediğim yerlerin sebebini kitap sonunda anladım. Gerçekle kurmaca arasında gidip gelen yazar sonda tam bir ters köşe yapıyor. Psikolojik, felsefik ve merak uyandırıcı kitap severler puzzlenin parçası en sonra, sizde birleştirmek istiyorsanız okumalısınız.
.
1 Şubat 2017 Çarşamba
Hayat'ın Ruhu || Sümeyye Akarçay
Hayat’ın Ruhu kitabı Rehine Serisi’nin üçüncü kitabı.
Diğer kitaplarda ki karakterle de burada toplanmış tam tadından yenmelik
olmuş.
Ömer’le ilk kitapta
tanıştık ama bu kitapta baya bir kaynaştık. Karşısına ilk önce aptal
sarışın, sonra peruklu kızıl sonra da doğal hali kara saçlarıyla çıkan
Hayat ile borçlarını ödeme karşılığı bir anlaşma imzalar. Ve Hayat bu
anlaşma gereği onunla evlenmek zorundadır.
Ömer,
gündüzleri zengin iş adamı, gece ise kara ruhlu bir katildir, gözünü
kırpmadan adam öldürebilir. Hayat sadece onun iş adamı kimliği ile
tanımıştır ve sevmeye başlamıştır. Ama Ömer o kadar temkinli ki bir ara
kitabın içine girip Ömer’i silkeleyip “yeter artık sev şu kızı” diyesim
geldi valla. Tabi benim dememe gerek kalmadı sevdi, hem de ölecek kadar
çok sevdi.
Kitabın kurgusu,
anlatımı, karakterler arasındaki geçişler çok güzeldi, ben bu kitabı
nasıl bitiririm derken bazen gülerek bazen gözlerim dolu dolu olarak iki
günde bitirdim. Diğer kitaplar kadar bu kitabı da çok sevdim.
Yüreğinize kaleminize sağlık @sumya_sumi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)