29 Kasım 2017 Çarşamba

Issız Kar Taneleri || Kimberley Freeman



Kar taneleri kaybedilmiş bir çocukluk için dökülen gözyaşını şefkatle kucaklar…

Sovyetler Birliği’nin geleceğinin belirsizliğinde büyüyen üç küçük kız… Sofi ve kuzenleri Natalia ile Lena… Aynı hayalleri ve aynı günahları paylaşacak olan bu üç arkadaş, bir söz verirler. Nerede olurlarsa olsunlar asla birbirlerini bırakmayacaklardır. Ancak kış fırtınayı da beraberinde getirir.

Büyüdükçe her biri farklı yerlere, farklı hayatlara savrulur. Hayatlarına karşı duydukları tatminsizlikler ise kıskançlığa, rekabete ve ihanete yol açacaktır. Her acıyla daha derin yaralar alan bir dostluk, nefreti de beraberinde getirmez mi? Öyle ki bu nefret, içlerinden birinin hayatına son vermek anlamına geliyorsa…

Peki, her kış masalı mutlu sonla biter mi?

Issız Kar Taneleri, tutkuları uğruna her şeylerini riske atmaktan çekinmeyen üç kadının hikâyesini anlatan, kaderin getirdiklerine ve onlarla yetinmeyi bilmeye dair dokunaklı bir Kimberley Freeman romanı.   

“Olağanüstü bir hikâye.”
Woman’s Day

“Âdeta modern bir Rus masalı…”
South Australian News

17 Kasım 2017 Cuma

Cennetin Bir’İnci Günü || Süreyya Ülkü Güler



İnciler nasıl oluşur bilir misiniz?

İçlerine küçük bir kum tanesi kaçtığında istiridyeler bundan büyük rahatsızlık duyar ve kendilerine özgü bir salgı oluşturmaya başlarlar. Bu salgı, küçük kum tanesinin etrafında ipeğimsi bir koza örer. Aradan zaman geçtikçe bu koza sertleşir ve ortaya muhteşem parlaklıkta bir inci çıkar. İşte, Süreyya ile güzeller güzeli kızı İnci’nin hikâyesi de tam olarak böyle başlamıştı.

Tekirdağ’dan Hakkâri’ye uzanan zorlu hayat mücadelesini, günün birinde İnci gibi değerli bir mücevhere sahip olmak uğruna verdiğinden habersiz olan Süreyya, kızını kucağına aldığı o büyük günde doktorun ağzından dökülen sözcüklerle hayatının bir kez daha altüst olduğunu sanmıştı. “Down sendromlu olduğunu biliyor muydunuz?” 

Hayır, bilmiyordu… Ama öğrenecek ve herkese istiridyenin içindeki İnci’nin masalını anlatacaktı. +1 kromozom fazla ya da eksik olmanın bir fark yaratmadığını, büyük bir farkındalık yaratarak tüm dünyaya öğretecekti. En önemlisi de İnci’lerin ne kadar güzel güldüğünü ve koskoca evrende evlat kokusuyla yarışabilecek başka hiçbir koku olmadığını gösterecekti yüz binlere…

Cennetin Bir’İnci Günü, bir annenin istiridyenin içindeki inci misali küllerinden yeniden doğuşunun masalını anlatırken, evlat sevgisinin ötesinde hiçbir gücün olmadığını bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Ve İnci’nin ışığı, her sayfada yürekleri biraz daha aydınlatıyor.


13 Kasım 2017 Pazartesi

Kabus || jeff Gunhus



Ölüm hiçbir ayrım gözetmiyordu ve onun tek çıkış yoluysa ölüm karşısında durabilmekti.


Jack Tremont eşi ve iki kızıyla birlikte kendisine musallat olan geçmişini geride bırakıp yeni bir yaşam kurma düşüncesiyle sakin bir kasabaya yerleşir. Fakat çok geçmeden Jack kendisini geçmişinden çok daha karanlık, aldatıcı ve doğaüstü bir kâbusun içinde bulur. Fırtınalı bir gecede karşısına çıkan gizemli ve korkutucu bir yabancı olan Nate Huckley küçük kızı Sarah’nın peşindedir. Gerçeküstü bir dünyada olanları anlamlandırmaya çalışan Jack, kızının ortadan kayboluşuyla bir anda baş şüpheli olur. Kızını kaçırmakla suçlanan Jack’in artık tek bir şansı vardır: Olayların arkasındaki yüzlerce yıllık gerçeği açığa çıkarmak

“Gerçekten korkuyu hissetmek isteyen okurlar bu romana bayılacaklar, öyle ki ışıkları yakmaya kendilerini mecbur hissetseler bile.”

Publishers Weekly

“King’e benzetilen ya da Koontz’a yakın bir üslubunun olduğu iddiasını taşıyan birçok özet görüyorum ve bunlara şüpheyle yaklaşıyorum. Fakat bu kitap için durum farklı, bu iddia gerçek.”

A Goddess of Literature



2 Kasım 2017 Perşembe

Ağlayan Söğüt || Heather Burch

Kökleri güçlü bir ağaç, dallarındaki yıldız tozuyla bir fırtınaya sadece gülüp geçer…

Çocukluğunun geçtiği malikânenin büyükbabasından miras kalması, otuz bir yaşındaki Charity Baxter için âd
eta bir dönüm noktasıdır. Annesi tarafından dışlanan bir çocuk olan Charity, yuva sevgisini küçükken yazları yanlarında geçirdiği büyükanne ve büyükbabasına borçludur. Büyükannesiyle birlikte pişirdiği yemekler, büyükbabasıyla birlikte yaptığı çömlek işleri… Bu tatlı anıların hepsi büyükannesinin sancılı gidişiyle yok olmuştur. Ağlayan söğüt ağacının şefkatli gölgesi bile o anları geri getirmeye yetmiyordur.

Charity, artık acının ve özlemin hâkim olduğu bu malikâneye geri döndüğünde geçmişin ağırlığını yüklenenin sadece kendisi olmadığını görecektir. Kendi kalp ağrısını hafifletmek isteyen Dalton Reynolds da ona eşlik edecektir. Ve sonra diğer sürgünler de ağlayan söğüdün gölgesine sığınacaktır. Sırlarıyla birlikte çıkagelen büyük amcası ve hayatından kaçan genç bir kız… Charity aile olmanın ne demek olduğunu yeniden sorgulayacaktır. Çünkü aile demek kusurlarıyla onu kabul etmek demektir ve her şeyden öte kendini bağışlamak, hiç umulmadık yerde karşılaşılan küçük bir sihirdir…

Eflatun Kurdele’nin yazarı  Heather Burch, bu kez Ağlayan Söğüt ile okuyucularıyla buluşuyor. Bağışlamanın yüceliğini, bizi biz yapan özelliklerimizi kabullenmeyi ve koşulsuz sevgiyi barındıran bu hikâyeyi okurken, sayfalar arasında bir peri gizlenmiş mi diye bakmaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız…

“Ağlayan Söğüt, aile ve yaşam sevincine tutunma mücadelesini öyle güçlü anlatıyor ki kalplerde iz bırakmaması imkânsız.”
Booklist