#kitapyorumu ▶ Haris, Bosna Hersek savaşında babasının en yakın arkadaşı tarafından ailesinin katledilmesi ile yıkılmış, geride kalan tek akrabası olan kız kardeşini bile kendinden uzak tutan bir köşe yazarı. Her gün tren istasyonuna giderek bir gün geri döneceğine inandığı Mina’yı umutsuz bir şekilde bekliyor. Haris’in değişkenlik gösteren bir ruh hali var. Sanki iyi olan kalbine karanlığı doldurmak ister gibi… Savaştan sonra hayata karşı umudunu yitirmiş gibi ta ki gazete satan 10 yaşındaki küçük kız Neyla ile karşılaşana kadar. Halil Uzuntaş’ın diğer kitabını da okuyup beğenmiştim ama bu kitabı bir iki tık daha yukarıda. Okurken Haris’in karamsarlığına bende kapıldım, perona her gittiğim de Mina gelsin diye dua ettim, Neyla’nın üvey annesinden nefret ettim, en sevdiğim karakter ise Haris’in nazını çeken ihtiyar oldu. Yazar, karakterin ruh analizini çok güzel yansıtmış, savaş sonrası sokaklarda kalan izleri güzel betimlemiş. Yalnızlığın, savaşın ve kaybedişlerin insan üzerinde ki psikolojik etkileri, kendi iç savaşını yaşayan bir adamın dramı vardı kitapta. #alıntılar “Neden kimse bana ışık tutmuyor ihtiyar? Kendi ışığı olmayanın ışığı kime fayda edermiş?” ⚜ “Bir hayalin içine rahatça sığardık; ama kalbi gurbete düşünce insanın, saksıdaki çiçekler solarmış.” ⚜ “İnsanlarla konuşma istediğimi öldüreli çok oldu.” ⚜ “Herkes gökyüzüne bir uçurtma bırakır bu hayatta; ama kimilerinin ki tellere takılır.” ⚜ “Hak verdiği kadar haklısındır, suçladığı kadar suçlu.” ⚜ #ıssızperon #haliluzuntaş #kumranyayınları #sadekitaplik #yenikitap #kitapönerim
Nergiz'in Kütüphanesi 📚 (@sadekitaplik)'in paylaştığı bir gönderi ()
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder