Kitabın adını gördüğüm zaman felsefik bir anlatımla
kişisel gelişim kitabı olduğunu düşünmüştüm ama arka kapak yazısını
okuyunca güzel bir aşk hikâyesi sanırım dedim. Ve iki tahminim de boşa
çıktı.
Kitap sevdiklerini
kaybeden Ömer’in intihar etmek istemesi ve bu intihar için arkadaşından
yardım istemesi ile başlıyor. Kendi halinde biri diye kabul ettiğim
Ömer’i okurken yavaş yavaş iç dünyasına girdim, yaşadıklarına üzüldüm,
bazen hak ediyor dedim. Zaman geçtikçe kendi olmaktan çıkıp, nasıl
bencil birine dönüştüğünü gördüm. Kitabın başlarında üzüldüğüm bu adama
kitabın sonunda sinir oldum. En azından Zeyneb’e bunu yapmayacaktın Ömer
çok kötüsün.
Yazarın yazım dili
gayet akıcıydı, kitabı sıkılmadan ve merak içinde okutturdu. Ve yazar
öyle bir final yapmış ki okuyucuyu ters köşeye yatırmış. Ne umdum ne
buldum misali, kitabın son sayfalarına öylece bakakalıyorsunuz.
…Çünkü insan herkesi affeder de bir kendiyle barışamaz.
Hayat insanı vaktiyle kolayca hesap sorabildiği birinin, gün gelir halini hatırını soramaz eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder