12 Haziran 2017 Pazartesi

Size Baba Diyebilir Miyim? || Küsurat Yayınları



KÜSURAT YAYINLARI'NIN ÜÇÜNCÜ KİTABI
“SİZE BABA DİYEBİLİR MİYİM?” 18 HAZİRAN BABALAR GÜNÜ'NDE RAFLARDA!


Küsurat Yayınları üçüncü kitabı “Size Baba Diyebilir Miyim?” ile okurlarıyla buluşuyor. Kitabın telif geliri ise
Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı'na (TKMCV) bağışlanacak.

"Size Baba Diyebilir Miyim?" hayatın farklı alanlarından, farklı yaşlarda yirmi altı babanın, babalık deneyimlerini bir araya getiriyor. Oyuncu, doktor, pilot, avukat, muhasebeci, yazar, senarist, yönetmen, futbolcu, set işçisi, gazeteci, sunucu, mimar, turizmci, öğretmen, reklamcı ve diplomat babaların deneyimlerini paylaştığı kitap, birbirinden farklı babalık deneyimlerini en samimi halleriyle okuyucuyla buluşturuyor. Kitapta yer alan babalar: Ali Taylan Çulpan, Basri Yılmaz, Bülent İpek, Erdem Öztop, Erdinç Çetinkaya, Ertuğ Uçar, Fikret Kuşkan, Hakan Duran, Hakan Kalkavan, Hakan Ural, İlker Şahin, Nebil Özgentürk, Özdemir Hiçdurmaz, Özgün Uğurlu, Özgür Poyrazoğlu, Recai Çakır, Salih Seçkin Sevinç, Selçuk Aydemir, Serdar Kölürbaşı, Serkan Çağrı, Serkan Turhan, Süreyya Soner, Tuncay Baydur, Uraz Kaygılaroğlu, Ümit Alan, Yusuf Reha Alp.

"SİZE BABA DİYEBİLİR MİYİM?" 18 HAZİRAN'DA RAFLARDA!

18 Haziran Babalar Günü'nde raflarda yerini alacak kitabın telif geliri ise 1979 yılında gönüllüler tarafından kurulan; çocuklarla ilgilenen, onların yeterli beslenme ve sağlıklı bir ortamda yaşamasına, oyun ve eğlence olanaklarından yararlanmasına, çağdaş bir eğitim alma ve yeteneklerini geliştirmesine katkıda bulunan Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı'na (TKMCV) bağışlanacak.


KÜSURAT YAYINLARI’NDAN BABALAR GÜNÜ HEDİYESİ

Başlangıçta dünya dediğimiz dev bir labirent vardı, sonra büyük bir el uzandı.

İçine atıldığımız labirentten çıkmamızı sağlayan, duvara her çarptığımızda elimizden tutup bizi çıkış noktasına getiren, hastalandığımızda bizi bir dokunuşuyla iyileştiren, dört gözle işten eve dönmesini beklediğimiz, kimi zaman sevgisini açıkça gösteremeyen; ama uyuduğumuzda gelip bizi öpen, saçımızı okşayan; iyi ve güvende olduğumuzdan emin olduktan sonra kendisi uyuyan görünmez kahramanlar var bu kitapta. Yani babalar!

Edebiyattan sinemaya, sinemadan müziğe sanatın pek çok alanında yer verilir onlara. Hatta bazen tüm olay örgüsü onun etrafında şekillenir. Ona seslenişimiz bir notayla başlı başına bir eser bile olabilir. Hepimiz çocukluğumuzda, ilk gençliğimizde ya da hayatımızın bir döneminde mutlaka Süper Baba dizisinin jeneriğini duyup hüzünlenmişizdir ya da mutlaka ama mutlaka Babam ve Oğlum filminin bir sahnesinde ağlamışızdır. Yılmaz Güney’in “Babam dünyanın en güçlü adamıydı, bir ekmeği hepimize bölebiliyordu,” sözünün hepimizde karşılığı, bittabi vardır.

Gelin hep birlikte, bu ilk kahramanlarımızın babalık deneyimlerini okuyalım.

BABALARDAN ÇOCUKLARINA HATIRA

Kitapta deneyimi paylaşan babaların çocuklarına bıraktıkları notlar da yer alıyor.

Selçuk Aydemir'in kızı Bahar'a notu:

"Hoş geldin Bahar'ım.
Gerçekten çok hoş geldin, canım kızım."

Uraz Kaygılaroğlu'nun kızı Ada'ya notu:

"İlk dondurmanı alacağıma, ilk bisikletini alıp nasıl binildiğini öğreteceğime, hoşlandığın ilk çocuk ile ilgili seni dinleyeceğime, ilk hayal kırıklığında yanında olacağıma, seni son nefesime kadar seveceğime söz veriyorum küçük kız…"

Fikret Kuşkan'ın oğullarına notu:


"Kötüyle, kötülükle karşılaştıklarında zulalarını çıkartıp kendilerini savunabilmeyi, ezilmeden yaşamayı, onurlu ve özgür, boyun eğmeden ayakta kalmayı, bir beyefendi olabilmeyi; yere, sağa-sola arkasına önüne bakmadan düz ve dimdik ufka bakmasını becerebilmeyi, birer Haymatlos olabilmeyi, dünyanın neresinde olursa olsun çırılçıplak da kalsa yaşayabilmeyi, asıl olanın hayatta kalmak olduğunu bilmelerini isterim."
Nebil Özgentürk'ün oğullarına notu:

"Oğullar, evlatlar; sizin için elimden geleni yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Size hep iyi, vicdanlı insanlar olmayı önerdim. Öğrettim, demiyorum. Ülkede, memlekette, dünyada ana ekseniniz; iyi dostlar edinmek ve vicdanlı kalmak olsun. Vicdanın, hayatın anadamarı olduğunu fark ettim çünkü. Siz de vicdanlı olun lütfen ve umarım öylesinizdir zaten..."

Bülent İpek’in kızı Güneş’e notu:

“Kızım adı gibi hayatıma doğan bir Güneş oldu. Yörüngesinde dört mevsimi yaşayan dünya kadar şanslıyım. Eksik olmasın.”

Özgün Uğurlu’nun oğlu Ediz’e notu:

“Ediz bana ‘Baba,’ deyip sarıldığı an adeta dünya duruyor. Hastanede kucağıma aldığımda göğsüme yatırıp uzanmıştım, sanırım en çok o an durmuştu dünya.”

Serkan Çağrı’nın çocuklarına notu:

“İyi bir insan olmak her şeyden önemli. Her zaman hayalleriniz ve umutlarınız olsun. Sizleri çok seviyorum.”

“BABALARA, TERCİHİ DIŞINDA BABA OLAMAYANLARA ve BABASI TARAFINDAN SEVİLEN, SEVİLMEYEN TÜM ÇOCUKLARA"

Yirmi altı babanın deneyiminin aktarıldığı kitapta her yaş grubundan; oyuncu, doktor, pilot, avukat, muhasebeci, yazar, senarist, yönetmen, set işçisi, gazeteci, sunucu, mimar, turizmci, öğretmen, reklamcı ve diplomat babalar var. Büşra Hacısalihoğlu ve Tuğçe Yılmaz’ın derlediği kitap babalara, tercihi dışında baba olamayanlara ve babası tarafından sevilen, sevilmeyen tüm çocuklara, ithaf edildi.


Küsurat Yayınları
Gümüşsuyu Mah. Kutlu Sok.
43/5 Beyoğlu
T: +90 212 243 30 68
T: +90 553 960 30 68

1 yorum: