Keyifle
yazılmış bir romantik komedi, okurken dudağımın kenarında hep bir
gülümseme duruyordu. Burçak ve Dinçer çifti aslında hep bir didişme
içinde, hele o Dinçer’in lafları tam sopalık ama yine de insanı
gülümsetiyorlar.
Dinçer Yapım
şirketi sahibi, düzen ve kravat manyağı, dediğim dedik bir adam, Burçak
ise sekteri olarak işe girip karısı olma şerefine erişen ayakkabı
tasarlayan ve ayakkabı delisi olan, ve en az Dinçer kadar inatçı bir
kadın.
Kitap ikilinin evliliği
ile başlıyor. Birbirini deli gibi seven ama hayatın getirdiği
sorumlulukları yerine getirmeye çalışan ve birbirine olan ilgisini
kıskançlık ve inatçılığa dönüştüren bu çiftimizi okurken çok keyif
aldım. Yazar karakterlere bu günü yaşatırken, düşüncelere dalıp onları
geçmişe götürmesi ve iki karakterinde anlatıcı olması kitaba ayrı bir
keyif katmış. Ortalara doğru atışmaların azaldığı kitapta, Burçak’ın
hamile olması ile duygusal bir bölüme geçiyor. Ama Dinçer yine aynı
Dinçer, be adam dön bir etrafına bak dedim kaç sefer. Kitaptaki yan
karakterlerin de onlardan aşağı kalır yanı yoktu, Burçak’ın annesi aynı
benim annem eli maşalı, sevdim seni kadın. 🙈😄😘
.
İnatlaşmaların,
atışmaların arasına karışan gerçek sevgi sözcükleri, kırılan kalpler,
dönen dolaplar, ihanet haberleri, birbirine seven ama üzen bir çift,
bitmeyen bir aşk, merakla okunan bir kitap… Yüreğinize, kaleminize
sağlık @ilknur_birdal_ çok keyif alarak okudum 👌İlhamınız bol olsun 💖
⚜
“Sen,
benim gerçekleşmeyecek düşümdün ama gerçekleştin. Gönlüne bir kez
düştükten sonra oradan düşmemem gerekir. Beni oraya yapıştırmalısın,
Dinçer, eğer ben düşersem sen de düşersin."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder