31 Ocak 2017 Salı
30 Ocak 2017 Pazartesi
29 Ocak 2017 Pazar
Beyaz Gemi || Cengiz Aytmatov
Annesini ve babasını hiç tanımamış 7-8 yaşlarında hiç
arkadaşı olmayan bir çocuk düşünün. Dedesinden başka seveni yok. En
büyük sığınağı hayalleri, dedesinden dinlediği masallar ve efsaneleri.
Dedesinin dürbünü ile Isık Göl’e bakıp babasının içinde olduğunu
düşündüğü Beyaz Gemi’ye balık olup yüzdüğünü hayal ettiği masum bir
düşüncesi var. En çok dedesinin anlattığı Maral Ana efsanesini seviyor.
Bu
çocuk o kadar yalnız ki vadideki kayalara isim takarak kendine arkadaş
yapmış, dürbünü ve çantası ile konuşup hayallerini anlatıyor. Ailesi
yanında olmadığı için ezik. Zalim eniştesini hiç sevmiyor, kendisine
çocuk veremedi diye halasını sürekli dövüyor, yaşlı dedesine her işini
yaptırıyor. Dedesini de anlıyor hem kızı için hem de bu yaşta nereye
giderim korkusu yaşayarak sesini çıkartamıyor.
Kitaptaki
isimsiz çocuğu okurken kendimi onun yerine koydum, yalnızlık ve
sevgisizlik çok zor. Orozkul enişteye çok kızdım, dedeye de bir o kadar
acıdım. Ve kitabın sonu hiçte mutlu bitmiyor. Hayatın acımasızlığı kitap
sonunda bir kez daha yüzünü gösteriyor işte.
27 Ocak 2017 Cuma
Nergiz'in Kütüphanesi 📚 (@sadekitaplik) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ()
26 Ocak 2017 Perşembe
Hiçliğin Kıyısında || J.A. Redmerski
“Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.
Bir duyguya kapılıp onun kölesi olmaktansa, o duygudan uzak durmak daha iyidir.
Zaten hiçbir şey sonsuza kadar sürmeyeceği için, bir zamanlar iyi olan her şey sonunda acı verir.”
.
Camryn
başından geçen olumsuz olaylar sebebi ile otobüse atlayarak hiç
bilmediği bir yere gitmek istemektedir ve bu yolculukta kendisi gibi
bazı şeylerden kaçan Andrew ile karşılaşır.
Kitap
bazen Camryn'in gözünden, bazen de Andrew'un gözünden anlatılıyor. Bu
iki taraflı anlatımda ikisinin de birbiri hakkında ki duygularını okumak
güzeldi. Cam’in olgunluğu, her şeye temkinli yaklaşması ve ne istediği
bilmemesi buna karşılık Andrew’in de içinde ki korumacılık ve hayatı
yaşa duygusu ile şehirler arası güzel bir yolculuk başlıyor.
Sevinçlerini ve hüzünlü anılarını paylaşıp hayata dair bakış açılarını
değerlendiriyorlar. Tabi kitap hep böyle duygusal değil Andrew, Cam’ın
edepsiz yönünü de ortaya çıkarıyor yani biraz cinsellikte barındırıyor.
Sonunda ise hüzünlenmekten kendinizi alamıyorsunuz.
25 Ocak 2017 Çarşamba
24 Ocak 2017 Salı
Psikoz || Linwood Barclay
Thomas kimseye zararı olmayan bir şizofrendir. Odasından
çıkmadan, olmayan devlet başkanının ona verdiği görevi düşünerek nette
ki bir programa bakarak sokakları ezberlemektedir. Birgün bu programda
dolaşırken bir görüntü görür ve bu görüntüyü araştırması için babasının
ölümünde yanına gelen kardeşini Ray’ı ikna eder.
Olaylar bundan sonra yavaş yavaş açılıyor.
Gerçekten
ölen bir kadın var mı? Varsa bu kadın kim? Görüntü var ama neden
kadının ceseti ortada yok. Olayı biraz daha araştırmak isterken
başlarına bela alırlar mı?
Kitapta
çoklu anlatım vardı, yazar her karakteri konuşturmayı uygun görmüş.(
Gerçekten çok fazla düşünüyorlar.) Kurguda olayların birbirine bağlamı
güzeldi ama çok yavaş ilerliyordu. Bir iki yerde şaşırdım ama Tess
Gerritsen dediği gibi tüylerim ürpermedi. Ya da ben yorumlardan olsa
gerek beklentiyi tavan tuttum, bilemiyorum. Ama yazar sonunu çok güzel
bağlamış, bitirirken kısa çaplı bir şok yaratıyor.
22 Ocak 2017 Pazar
Dönüşüm || Franz Kafka
Gregor Samsa bir sabah uyandığında kendisini dev bir
böceğe dönüşmüş olarak buluyor. Kitapta bir böceğin ailesini ve
yaşadıklarını okuyoruz. Düz bir şekilde okunduğu zaman kitap çok basit
gibi geliyor ama daha derine indiğimizde aslında bize neyi anlatmak
istediğini daha iyi anlıyoruz.
Gregor’un
dönüşümü aile bireylerinin kabullenemediği bir durum haline gelince
Gregor’da çevresini farklı bir şekilde incelemeye başlıyor. Daha önce
ailenin geçimini sağlayan ve saygı duyulan bireyken dönüşüm yaşadığı
zaman yani artık işe yaramaz olduğu zaman tiksindirici, yük olan ve
bakması zor olan bir varlık haline gelmiş oluyor. Sıkı aile bağlarının
olduğunu düşünen Samsa’nın bu dönüşümü ile ailesinin bile kendisine
nasıl sırt çevirdiğine, nasıl eziyet ettiğine, korkusuna ve yok oluşuna
şahit oluyoruz.
Çok sağlam
psikolojik tahlilleri olan bir kitaptı. Duygu geçişleri ve yoğunluğu çok
güzel anlatılmış. Bu kitap filme de uyarlanmış, nette bulup seyrettim
ama daha çok tiyatro tadında gibi bir seyreti çıkmış ortaya. Kitabı
okuyan varsa filmini de seyredebilir bende , 1975 yapım ve görüntü
kalitesinin de biraz düşük olduğunuda belirteyim.
Nimatşinas || Hüseyin rahmi Gürpınar
Orijinal metne sadık kalınarak anlatılan bu kitabı
okumakta biraz zorlandım, eski Türkçe olan kelimelerin bazılarını
cümleye tamamlayarak ortaya çıkardım bazılarını ise googleden
araştırarak buldum böyle olunca da kitap elimde biraz uzun süre gitti.
Güzeller
güzeli, dürüst ve ahlâkî değerlerinden ödün vermeyen Neriman, Talat
Hanım’ın konağına yardımcı olarak girdikten sonra evin beyi Nihat
kendisine aşık olur. Gelip geçici kısa çapkınlıklarından sonra aşkı
bulan Nihat bey, Neriman’ın terslemelerine aldırmayarak bir gün ona
evlenme teklif eder. Talat Hanım kocasının yaptığı bu teklifi ve
Neriman’ın onu reddedişini duymuştur. İşte bu yüzden Neriman
iyilikbilirdir, minetşinastır.
Kitapta
ahlaki değerler öne çıkarılmış, konunun gelişimi olayların akışına
bırakılmış. O dönemi düşünürsek gayet akıcı, gündelik, okunası bir
hikayesi var.
Reşat Nuri Güntekin || Tanrı Misafiri

İçinde
birçok hikâye bulunduran okunması keyifli bir kitaptı. Yazıldığı dönemin
adetleri ve yaşam tarzı hakkında ipuçları bulabileceğimiz, kadın-erkek
ilişkilerini, iş ve kişisel ahlakı anlatırken yerinde tespitleri ile
mizahı karıştırarak anlattığı hikayelere bayıldım. Ama bu hikâyeler
arasında mizahi yönü değil de insanlık ve acıma duygusu daha ağır basan “
Bir İstifa” hikâyesini çok sevdim.
Bu
hikâyede askerliği yeni bitmiş bir muallim ilkokula yeni atanmıştır “En
mesut günüm” cümlesini ders mevzusu olarak ele alıyor ve çocuklara bir
bir soruyor. Kimisi babasının hapse girip anasıyla dayaktan kurtulduğu
geceyi, kimisi ağır bir ameliyat sonrası temiz çarşaflarda yatıp, orada
yediği et, süt ve kestane şekeri , kimisi ise en mutlu ve acı günü
birlikte yaşadığını belirterek üç gündür aç kaldıklarını ve babasının
ölüm haberi ile birlikte gelen para ile annesinin sıcak bir çorba
yaptığını, çorbayı da içerken
gözyaşlarına karıştığını anlatıyor. Bu
hikâyeleri dinleyen muallim istifa edip sebebi sorulduğu zaman “Biraz
daha silah taşımaya ve kan görmeye ihtiyacı var. Öğretmenlik için lazım
gelen metaneti ve kalp katılığını belki bu sayede kazanırım" diyor. ‼
Kuşlar Yasına Gider || Hasan Ali Toptaş
"Bazı canlıları yara öldürmüyor, muhatapsız kalmak öldürüyor"
Hasan
Ali Toptaş'ın kalemini ilk defa okudum, o kadar yalın bir anlatımı var
ki kitap su gibi akıp gidiyor. Kitapta bir ayağını trafik kazasında
kaybetmiş bir baba ve babası için Ankara-Denizli yolunu dokuyan bir defa
bile "Off" demeyen bir evlat var. Babası için ne zaman Denizli'ye doğru
yola çıksa arkasına beyaz bir at takılıyor, sonradan bu atın 'Ecel Atı'
olduğunu öğreniyor, ve kasabadaki yakınlarının ölüm haberini almaya
başlıyor. O at her çıkışında okurken benimde tüylerim diken diken oldu.
Gün
gün babasının tükenmesi izleyen bir evlat elinden ne gelirse yapmış ama
tüm çareler tükenmiş beklemekten başka yapacak bir şey yok. Ölümün
geleceğini bilmek ama ne zaman gerçekleşeceğini bilmeden beklemek o
kadar acı ki, sayfaları çevirirken o duyguları tekrar tekrar yaşadım.
Yüreğine, kalemine sağlık Hasan Ali Toptaş.
21 Ocak 2017 Cumartesi
Selahattin Nehir || Kalemkâr
"Adını söylerken bile sanki pamuk helvalar uçuşuyor odada, senin adından daha günaydın bir kelime bulamıyorum..."
“Kiraz ağaçlarına basmış bembeyaz çiçekler gibiydi senin
sesin; sen konuşurken, sen şarkılar mırıldanırken, çiçek tozuyla
kaplanıyordu yüzüm, ellerim, gülüşüm…”
.
“Zihnimde
dönüp duran kelimelere en çok eşlik eden şey soru işaretleriydi artık.
Ona benzetiyordum soru işaretini, zarifçe kıvrılmış güzel bir boynu
vardı. Ben ise onun zihninde odun gibi bir ünlemle mi kalmıştım son
görüşmemizde dönüştüğüm o berbat halimle?”
“Sen gittin, çevreme bakındım, dünya bomboştu…”
Kitap iki bölümden oluşuyor ilk bölümün adı ‘Ah’ ve bu
bölümde Akın’ın kitaplara duyduğu tutkuyu ve yine kendisi gibi kitaplara
düşkün olan Eda’ya olan tutkusunu anlatıyor. İlk bölümde Akın’ın daha
çok kendi iç çelişkilerini ve tutkusunu okuyoruz. Ve Ah’lar… Tonlamaya
göre çeşit çeşit duyguyu anlatan Ah’ları okuyoruz. İkinci Bölüm
"Renkler", bu bölümde ise Eda’nın hayatından kesitler var. Aile yaşamı,
renkleri sevişi ve Akın ile nasıl bir araya geldiğini okuyoruz.
Aforizmalarla
dolu bir kitap, ikinci bölüm daha bir romansı. 174 sayfaya çok güzel
duygular serpiştirmiş Selahattin Nehir, okurken yüreğinizi titretiyor,
bu duygu seline kapılıp gidiyorsunuz.
Yüreğinize, kaleminize sağlık @selahattinnehir
20 Ocak 2017 Cuma
The Orijinals & Yükseliş || Julie Plec
Sürekli dizisini seyreden biri olarak kitabı okurken
şöyle güzel bir duygu seline kapılamadım. Diziyi seyretmeyenler kitabı
çok sevmişler ne var ki ben hep dizi ile bir kıyas içinde olduğum için
beklediğim heyecanı yakalayamadım ama yine de izlemediğim bir bölümü
okuyormuş gibi hissettim.
Kitap bir bütün olarak değil de üç karakteri birden ele alıp ayrı ayrı anlatmış.
Klaus,
Elijah ve Rebekah geldikleri New Orleans şehrinde 9 yılını
doldurmuşlardır ama hala evim diyebildikleri bir yere sahip değildirler
çünkü cadılar ve kurt adamlar bir ittifak içindeler ve aralarına
vampirleri almaya hiç niyetleri yoktur bu yüzden bir karış toprağı bile
tapulu olarak vampirlere satmışlardır. Ama vampir ailesi burada
kendilerine yer edinmeye kararlıdırlar özellikle Elijah bu konu ile
ilgilenir. Rebekah ordu komutanını baştan çıkarıp kendilerine bir ordu
yaratmak isterken komutana aşık olur ve bin yıldır yaşayamadığı aşkı
bulduğunu düşünür. Kitapta en pasif rol ise dizide kalbimi titreten
Klaus’a aitti. Gitti yarı cadı yarı kurt olan bir kıza aşık oldu, bütün
kitap boyunca onun peşinden koştu, beni de hayal kırıklığına uğrattı.
Her
şeye rağmen kitabı severek okudum, dili gayet akıcı ve konusu merak
uyandırıcıydı. Dizisi günümüzde geçiyor ama kitapta 1713 lerden hikayeyi
anlatmaya başlamış bu da farklı bir tarih olduğu için insanı merak
ettiriyor. Diziyi izlemediyseniz kitap tam sizlik, eğer izlediyseniz
beklentiyi yüksek tutmayın.
17 Ocak 2017 Salı
Leo'nun Şansı || Mia Sheridan
Mia Sheridan'la Başka Dilde Aşk kitabıyla tanışmıştım ve
çok beğenmiştim. Hemen ardından diğer kitabı Leo’yu alıp okumuştum.
İlk kitapta yaşananlar Evie tarafından anlatılırken, bu kitapta ise aynı
olaylar Leo’nun gözünden anlatılıyor.
Kitap
başlarda diğer kitap ile aynı diyaloglara sahip olsa da sayfalar
aktıkça Leo’nun geçmişini ve düşünceleri okudukça yeni bir boyut
kazanıyor. Tabi yine de seri ve devamı diyerek kitabı ard arda okumamak
lazım yoksa sıkıcı olabilir. Hatta devamla alakası yok ayrı olarak
okunabilecek bir kitap.
Kitapta
Leo’nun anlatımı o kadar duygusal ki insanın sarılıp teselli edesi
geliyor. Çocukluğu, kardeşini anlatışı, Evie ile olan geçmişi ve şimdiki
düşünlerini öğrenmek güzeldi. Grinin elli tonunu okuduysanız orada ki
Grey karakteri gibi bir geçmişe sahip. Tam kafa dağıtmalık çerezlik bir
kitap yani.
16 Ocak 2017 Pazartesi
Piyon || Aimee Carter
“Eğer dikkatli biriysen, gözlerini dört açar ve
karşıdaki oyuncunun hareketlerini yakından takip eder ve bir de
piyonlarını korursan, oyun tahtasının diğer ucuna ulaştıklarında ne
olduğunu biliyor musun?” Başımı hayır anlamında salladım ve gülümsedi.
“Piyonun kraliçe olur.”
.
Kitty
Heights 'ta yaşayıp kendisiyle aynı kaderi paylaşan diğer Ekstra'lar
gibi Doe soyadını taşımaktadır. Çünkü nüfus kontrol sistemine geçilmesi
ve her ailenin en fazla 1 çocuk yapabilmesi şart koşulmuştur ama Kitty
ikinci çocuktur ve bir grup evinde diğer ekstra çocuklarla birlikle aynı
soy adıyla yaşamaya mecburdur. Sınıf belirleme sınavından III alınca
sevgilisi Benji’yi hayat kırıklığına uğrattığını düşünerek Hart ailesi
ile bir anlaşma yapar. Ve bu anlaşmaya göre Lila’nın yerine geçip onun
başlattığı isyanı durdurması istenir.
Kitap
o kadar hızlı ilerliyor ki sayfaları nasıl çevirdim anlamadım. Her
bölümde yeni bir macera ve sır var. Kitty, korkuları olan ama sorumluluk
almaktan da kaçınmayan bir kız. Sevgilisi Benji’nin kitapta aktif bir
rolü yoktu ama, Lila’nın nişanlısı Knox garip bir tip, güvenilir mi
hala kestirebilmiş değilim.
Distopya tarzı kitapları
seviyorsanız bu kitaba şans vermelisiniz. Kişisel ve siyasi çıkarlar,
aşk, heyecan, gizem ve sırlar öyle güzel bir kurgu ile birbirine
bağlanmış ki kitap bittiğinde iyi ki devam kitapları var diyorsunuz.
12 Ocak 2017 Perşembe
11 Ocak 2017 Çarşamba
Kimliksiz || Selvi Atıcı
Evlatlık
edilene kadar bir kimliği yoktu tek bildiği adının Deryal olduğuydu. Ona ve
diğer çocuklara işkence eden adamı öldürüp ceza evine girdiği zaman lakabı onu
bulmuştu “Kimliksiz”
Zorluklarla ve acı içinde geçmiş bir çocukluk sonrası bir adamın nasıl bir karaktere sahip olması beklenir ki. Baba hiç bilinmiyor annesi Deryal daha 9 yaşındayken ölmüş, sokaklarla aç ve sefil geçmiş bir çocuk düşünün şimdi, işte bu çocuk Deryal.
Deryal sahibi olduğu Kayıp Şehir adlı kulübünde Burcu’yu görerek onu zor durumdan kurtarır ve Burcu’nun onu kurşunların hedefi olmaktan kurtarıp kendinin yaralanması ile aralarında bir arkadaşlık başlar. Ama işte sırlar sırlar sırlar. Burcu’nun sırları başka Deryal’ın karanlık geçmişi ayrı.
Kitap dört nala ilerledi benim için Deryal’ın takıntılarını, konuşmalarını çok sevdim, Adem ile olan tanışma hikayesinde gülerken gözlerimden yaş geldi, işte dedim benim karakterim ama kitabın sonlarına doğru kalbimi öyle bir kırdı ki kitabı kapadım kalbimin sakinleşmesini bekledim. Burcu Deryal’i affedebilir ama ben affetmiyorum. (Ay neler neler yazmak istiyorum şuraya)
Yazarın ilk kitabı olduğunu düşünürsek kurgu gayet güzeldi bence. Hüzünlendim, gülümsedim, ağladım, kahkaha attım ve kitabı parçalayıp sayfalarını rüzgara savurmak istedim.
Yüreğinize, kaleminize sağlık @selviatici
Zorluklarla ve acı içinde geçmiş bir çocukluk sonrası bir adamın nasıl bir karaktere sahip olması beklenir ki. Baba hiç bilinmiyor annesi Deryal daha 9 yaşındayken ölmüş, sokaklarla aç ve sefil geçmiş bir çocuk düşünün şimdi, işte bu çocuk Deryal.
Deryal sahibi olduğu Kayıp Şehir adlı kulübünde Burcu’yu görerek onu zor durumdan kurtarır ve Burcu’nun onu kurşunların hedefi olmaktan kurtarıp kendinin yaralanması ile aralarında bir arkadaşlık başlar. Ama işte sırlar sırlar sırlar. Burcu’nun sırları başka Deryal’ın karanlık geçmişi ayrı.
Kitap dört nala ilerledi benim için Deryal’ın takıntılarını, konuşmalarını çok sevdim, Adem ile olan tanışma hikayesinde gülerken gözlerimden yaş geldi, işte dedim benim karakterim ama kitabın sonlarına doğru kalbimi öyle bir kırdı ki kitabı kapadım kalbimin sakinleşmesini bekledim. Burcu Deryal’i affedebilir ama ben affetmiyorum. (Ay neler neler yazmak istiyorum şuraya)
Yazarın ilk kitabı olduğunu düşünürsek kurgu gayet güzeldi bence. Hüzünlendim, gülümsedim, ağladım, kahkaha attım ve kitabı parçalayıp sayfalarını rüzgara savurmak istedim.
Yüreğinize, kaleminize sağlık @selviatici
10 Ocak 2017 Salı
Takvim Kızı || Audrey Carlan
Mia’nın eski sevgilisine borçlanan babası parayı
ödemeyince komalık olmuştur. Mia, babasını, kardeşini ve kendisini
korumak için bu parayı ödemek zorundadır. Bir yıl içinde ödemek içinse
hızlı ve tek yol teyzesinin eskortluk işini kabul etmesinden
geçmektedir. Mia’nın tek yapması gereken birbirinden yakışıklı ve zengin
adamların kollarına girerek boy göstermek. Aşık olmak yok, bağlanmak
yok, yakınlaşmak yok.
Eğlenceli, komik, duygusal, seksi ve ateşli…
Ocak
ayında Mia’nın eşlik edeceği Eros ay yani Wes diyecektim kadınların
hayallerini süsleyen bir numaralı erkek karakter ve diyebilirim ki bende
bayıldım. Kendisi çok ünlü bir yazar ve Mia etraftaki gereksiz
kişilerden Wes’i uzaklaştırmakla görevli. Herkesi Wes’ten uzaklaştırması
tamam ama ya kendi ondan uzak duramazsa, aşık olmak bağlanmak yoktu ya
hani, daha ilk ayda gönlünü mü kaptırdı yoksa?
Kitabı
bir sayfa bir sayfa daha derken bitirdim, çok eğlencel bir kitaptı.
Bitti diye üzülmüyorum çünkü bu seri tam 12 kitaptan oluşuyor.
Mia’nın
yeni karakterlerle olan maceralarını merakla bekliyorum @arkadyabitter 💖
9 Ocak 2017 Pazartesi
Sade || Begüm Başoğlu & Ege Erim
⚫Zayıflayınca giyerim,
⚫Ben bu fazlalıktan bir şey yaparım
⚫Ben üzgün olunca çok yerim ya da ay yiyemem kilo alırım
⚫Spor yapamıyorum
⚫İlişkilerimi istediğim düzeyde tutamıyorum
⚫Para biriktiremiyorum
İşte
bu kitap size kafa karışıklığı yaşamadan nasıl daha sade ve içten
yaşamanız gerektiğine dair ipuçları veriyor. Diğer kişisel kitaplarda
genelde hep insanların ikili ilişkileri hakkında yapılması gerekenler
vardır. Ama bu kitapta “İlk önce kendin” var. İlk önce “Kendin sadeleş”
var. Hayatınızda ki fazlalıklardan kurtulun var !
.
📌
Baza altında giymediğim kat kat eşyalar, fi tarihinden kalma şarj
aleti, 15 yıl öncesinden kalmış okul notlarım, bozuk elektrikli eşyalar,
ben bunu geri dönüşümde kullanırım dediğim her şeyi bir kenara ayırdım.
Atılacakları attım verilecekleri verdim, baktım ki bana daha fazla alan
kaldı.
Tabi ben bunu bir hafta içinde yapmadım. Bu kitabı bana @okuranne
hediye etmişti ve kitap neredeyse 4 aydır baş ucumda yavaş yavaş
okuyorum 8 kategoriden oluşan kitabı her okuduğumda bir kategorisini
uygulama çalıştım.
Sonuç:
Mükemmelliğe, eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey kalmadığında ulaşılır. (Antoine de Saint-Exupery)
8 Ocak 2017 Pazar
6 Ocak 2017 Cuma
Ölümse Beni de Götür || Halil Uzuntaş
“Yumuşak dokulu sözler yetmiyor bazen. Olmaz denilen
oluyor. Geceleri yüzü yastıklara düşünce başlar, gerçek, bir mum gibi
önümüzü aydınlatıyor.”
.
“Kendi hikâyene bu kadar çaresizken,
Başkalarının hikâyesinde kahraman olamazsın.”
Halil Uzuntaş’ın 5 yıl emek vererek yazdığı duygusal ve
şiirsel kitabını bitirdim. O kadar güzel ve naif bir anlatım ve aşk var
ki sadece gözleri ile deli gibi sevebilen bir genç var karşımızda.
⚫⚫⚫
Konuşurken
bile şiir gibi konuşan Arif, Bahar’a âşık olmuştur. Ama Bahar ve
Arif’in ruh halleri ortak bir noktada bulaşamayınca Arif şehri terk
ederek İstanbul’a yerleşir. Araya yollar, yıllar ve başka insanlar
girmiştir. Arif ardında bıraktığı Bahar’ı unutamaz. Dergilerde çalıştığı
günlerden sonra arkadaşı ile ortak olarak açtığı “Hiras” adlı
restoranın bir şubesini memleketinde açmak için geri döner. Yıllar sonra
Bahar’la tekrar karşılaşır.. .
⚫⚫⚫
Ah
o karşılaşma ve şiir gibi diyaloglar beni benden aldı. Hikâye imkânsız
olmayan ama kişilerin kendi kendine verdiği iç savaş sonucu
imkânsızlaştırdıkları bir aşktan besleniyor. Ölümüne sevmek, değer
vermek, aşk ve ondan kaçış, sağlam dostluklar kitaba ince ince işlenmiş.
Kitaptaki bütün şiirleri beğenmekle birlikte özellikle Çiğdem’in
yazdığı şiiri çok sevdim. Sevda ve duygu yüklü kitabın sayfalarını
çevirmek içimdeki hüznü perçinleştirirken sonunda gözlerimin dolmasına
engel olamadım.
Bu kitap için en kısa anlatım sanırım şu olur: Yüreğine sevda ateşi düşenlerin hikâyesi.
…
Beceremiyorum seni okuyup yazmayı
arkama sakladığım
zayıf dolu bir karnesin şimdi
hep sıfıra mı çeker gönül anlamadım
oysa yalnız gözlerinden on kitap yazarım;
elimde bitik bir kalem, dilimde sen,
ezberim sana...
…
Yüreğinize, kaleminize sağlık @haliluzuntas 4 Ocak 2017 Çarşamba
Hayalet Uçak || Bear Grylls
2017 nin ilk kitap yorumu ünlü maceraperest, yazar ve
tv programcısı Bear Grylls'ın Hayalet Uçak romanına kısmet oldu. Daha
önce programlarını seyrettiğim zaman biraz abartı gelmişti ama kitabı
kesinlikle harika… Hollywood’un aksiyon ve macera filmleri gibi aktı
gitti gözlerimden.
Will Jaeger
karakterini okurken hep Grylls geldi gözlerimin önüne. Adam öyle bir
kurgu yapmış ki, macera, aksiyon, gizem, tarih hepsi iç içe. Bana da
keyifle okumak kaldı.
Amazonun
derinliklerinde terk edilmiş İkinci Dünya Savaşına ait bir uçak bulunur
ve bu uçağın gizemini çözmek için Will Jaeger komutasında özenle
seçilmiş 10 kişi görevlendirilir. Gizli bir operasyon olmasına rağmen
kötü güçler öğrenerek bu ekibin peşine takılıp uçağın yerini tespit
ettikten sonra önemli belgeleri alıp imha etmek için
görevlendirilmiştir. Will Jaeger ve ekibi bu güçlerle savaşmak, amazon
yerlileri ile anlaşmak ve balta girmemiş ormanda ki tehlikeli hayvanlara
yem olmamak için çok dikkatli olmalıdırlar.
.
📌
Kitapta o kadar çok şey var ki hangisini anlatayım, doğada yaptığı
gözlemlerini aktarmış, tarih bilgisini kullanarak hitler zamanında gizli
kalanlar ile kurgusunu sağlamlaştırmış, amazonun derinliklerinde ki
yerliler ile macerasını anlatmış. Hitler zamanında ki eziyeti anlatan
çok kitap okuduğum için özellikle bu konuda ki bilgiler beni daha da
şaşırttı.
Macera sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bence beş yıldızı hak etti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)